Öylesine bir kadın (ANNE)

Kim olduğunun önemi olmayan ve dünyaya doğan her insan kadar değerli bir kadınla, bir anneyle sohbet ettim.

Genç sayılmasa da yaşlı da görünmeyen bu kadına yaşını soramamıştım. Öyle güzel anlatıyordu ki, yaş gibi bir detayla yüzeyde kalmak istemedim. Bana, yaşadıklarına karşın nasıl ayakta kaldığından bahsediyordu. Eşini talihsiz bir kazada kaybettiğini, henüz 23 yaşındayken iki kızıyla yalnız kaldığını, bir taraftan geçim sıkıntısı çekerken, diğer taraftan umudunu kaybetmemek için elinden geleni yaptığını ve her şeye rağmen onun için yaşamın ne kadar değerli olduğunu anlatıyordu.  O anlatırken, ilköğretimi bile tamamlayamamış birine göre cümlelerinin ne kadar derin olduğunu düşündüm. Yalınlığı ve doğallığı da öyle samimiydi ki… Yumuşacık ses tonu, bir fon müziği misali arkada çalıyor, bense o müzik eşliğinde kadının yüzünü ve ellerini izliyordum. Yüzündeki çizgiler, alelade başına attığı tülbendinin oyalarıyla karışmıştı. Günümüz kadınlarından farklı olarak hiçbir çizgisini saklama gayretinde değildi. Gözleriyse, hani derler ya çakmak çakmak bakıyor diye…Eminin bir zamanlar bu gözleri görenler böyle düşünmüşlerdir. Şimdiyse, gözlerindeki yorgun yeşil, dipsiz bir kuyuyu çevrelemiş, içindeki hüznü ise o kuyuya hapsetmişti. Gözleri hüznünü saklamayı başarabilmiş miydi peki? Bence başarabilmişti. Fakat bu başarıda bana göre ellerin payı büyüktü. Sevdiği adamı erken yaşta toprağa vermiş bu eller, belli ki çok şey görmüşler. Geride kalanları toplamış, pişirmiş, yedirmiş, giydirmiş, çalışmış bu eller. Hem de hiç durmadan çalışmış…

Ellerinin derin çizgilerine takıldı gözlerim. Kararmış derisi üzerinde, tıpkı haritaya benziyorlardı. Ne çok yorulmuşlar ne çok kırılmışlar, diye düşündüm. Ellerini tutmak istedim o an. Sonra duraksadım ve hızla çektim kendi ellerimi. Aslında utandım desem daha doğru olur. Beyaz renkli özenle sürülmüş ojelerim, manikürlü tırnaklarım ve çalışmayı yazmak sanan ellerim, nedense bende o an bir utanma duygusu yarattı.  Aklımdan geçen zıtlıklar beynimi kurcalarken, o bunları hiç fark etmedi bile. Ve anlatmaya devam etti.

Ondan bahsediyordu, eşinden. Önce uzaklara, sonra toprağa daldı yorgun, yeşilleri. Bir damla yaş süzülecek sandım ama yaşla dolan yine benim gözlerimdi. Ağlamaktan mı yorulmuş gözleri, yoksa ağlatmaktan mı korkuyorlar, anlayamadım. İlerde bebekleriyle oynayan çocuklarına dönen yeşiller, belki de bu yüzden vazgeçtiler. Yorgunluğu korkularıyla karışmış bu anne, çaresiz bir sessizliğe büründü sonra. Bende öylece kalakaldım. Bir trafik kazası sebebiyle yaşamını yitiren eşi için hüzünlenmiştim. Geride yaşayamadığı bir hayat ve daha nice günler görerek yaşayacağını sandığı acılı bir aile bırakmıştı. Ateşin düştüğü yerde bıraktığı derin sızı, benim gibi bir yolcu için ne kadar kalıcı olabilecekse o kadar süre sızlattı tenimi. Ve ben, yine içimde derin bir merak uyandıran bu güçlü kadına çevirdim tüm dikkatimi. O günü anlatmasını istedim, eşini toprağa verirken hissettiklerini…

O gün karma karışık duygular içindeymiş. Ölümden bir haber yaşta olan kızlarına dönüp bakmış. Babaları defnedilirken çocuklar, küçük sopalarla başka bir mezarın toprağını eşeleyerek oyun oynuyorlarmış. ‘Henüz hissetmedikleri ama gün geçtikçe derinden hissedecekleri bu acının ilk gününde, bir anne olarak şunu anladım’ dedi. Nefesim hikâyenin son cümlesini bekleyerek takılı kaldı. Duraksadığını görünce dayanamayıp ‘Neyi anladın’ dedim.

Annelik ne çok şey demek! Doğurmak, beslemek, büyütmek, bin bir fedakarlıkla geleceğe götürmek… Peki bu esnada yaşam türlü zorluklarla akmıyor mu? Eğer anneysen düşemezsin, dağılamazsın ve sanırım ağlayamazsın da. Bugün bunu bir kere daha anladım.

İçimden ılık bir sızı damarlarıma doğru dağıldı. Kollarım iki yana düştü. O ise devam edip, eşinin na’şı başında son gözyaşlarını döktüğünü, anlatıyordu. Gerçekten bir daha ağlamadı mı acaba? diye düşündüm içimden. Onu tanıdığım bu kısa süre zarfında, hakkında çok şey söyleyemem ama bir daha ağlamadığına emin olduğumu söyleyebilirim.

Zamansız dağılan kalplere….

Müge Anda

İnternet sitesi https://mugeanda.com
Yazı oluşturuldu 18

Benzer yazılar

Aramak istediğinizi üstte yazmaya başlayın ve aramak için enter tuşuna basın. İptal için ESC tuşuna basın.

Üste dön